Burada yer alan yazı ve fotoğraflar eser sahibine aittir. İzinsiz olarak kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz, alıntı yapılamaz. Bu sitedeki çalışmaların tamamının ve/veya bir kısmının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. İzinsiz kullanılarak, alıntı yapılması halinde izinsiz kullananlar hakkında yasal kovuşturma yapılacaktır.
Leica M Monochrom (Leica MM), Apo Summicron 50mm… Kuşkusuz bu ikili iki bilinmeyenli bir denklem. Bir tanesi ilk siyah beyaz sensöre sahip rangefinder, diğeri denilene göre şimdiye kadar üretilmiş en mükemmel 50mm.
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
2013 yılı itibariyle her ikisine de ulaşmak zor. Bunun iki boyutu var. Birincisi üretimleri talebin çok altında, dolayısıyla bulmak zor, ikincisi dudak yakan fiyatları. İkisine ödeyeceğiniz parayla sıfır bir araba alabilirsiniz! (Eylül 2013 B&H fiyatları- MM: 7950 usd, 50mmAA: 7350 usd)
Leica M Monochrom uzun süredir piyasada var, dolayısıyla nispeten bulmak daha kolay. 50mm apo summicron ise şu an dört yapraklı yonca durumunda. Kapanın elinde kalacak cinsten nadir bulunuyor piyasada.
Peki nedir her ikisinin de alamet-i farikası?
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
Leica MM
İlk siyah beyaz sensöre sahip dijital gövde. 18Mp olmasına karşın benzer bir sensöre göre ( M9) %25-45 arasında daha fazla çözünürlük sağlıyor. Bunun sebebi “Bayer pattern” denilen RGB renkli filtre dizilimi sensör üzerinde yok. Renkliden siyah beyaza çevrilen görüntüye kıyasla elde edilen görüntüler daha net, sanki bir filtre önünden kalkmışçasına berrak görüntü sağlıyor. Çeşitli incelemelerdeki yorum bu. Bence de bu yönde bir fark olduğu kesin.
Tabii renkliden siyah beyaza çevirmedeki önemli bir olanak burada yok, o da renk bilgisi. Şöyle ki, renkliden siyah beyaza çevirirken siyah beyaz için kullanılan çeşitli filtreleri yazılım vasıtasıyla devreye sokmak mümkün. Ama MM dosyalarında bu mümkün değil, çünkü RGB bilgisi yok. Zaten kamera ayarlarında bununla ilgili M9’da varolan tüm olanaklar MM’de mevcut değil. Özetle, lensin önüne siyah beyazda kullanılan bir filtre (örn. sarı, turuncu, kırmızı) takmadan çekim yapacaksanız sonradan bunu yazılımla uygulama şansınız yok. Temel siytah beyaz çekim tekniklerine dönüyoruz!
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
MM dosyaları ilk bakışta insanı şaşırtıyor. Zira görüntü inanılmaz “düz”, yani “flat”. Bu şu demek, grinin tüm tonlarını görüyorsunuz ama ton ayrımı yok, tam siyahtan tam beyaza geçişler yok. Eeee, ne işe yarıyor bu makine o zaman, diyeceksiniz haklı olarak.
İşin sırrı, MM, eski karanlık oda deneyiminin dijitaldeki birebir karşılığı. Yani post-processing şart. MM’den doğrudan yazıcıya yollayıp çıktı alırsanız çamur gibi bir görüntü elde edersiniz. Ama işlendiği takdirde dijital ortamda, klasik siyah beyaz yordama en yakın, hatta onu geçebilecek bir olanaklar silsilesi elinizin altına sunulmuş durumda.
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
Leica bunun için Nik Silver Efex Pro plugin’i ile birlikte geliyor. Tabii burada bir paradoks var. Hem siyah beyaz sensörün var, hem de RGB dönüşüm temel esası olan bir yazılım kullanmak zorundasın. Dahası var, RGB temelli siyah beyaz dönüşüme göre bildiğimiz tüm yordamlar değişmek zorunda. Yani MM için ayrı bir işleme yordamı geliştirmek gerekiyor. Tüm bunlar temelde Bayer pattern olmaması ve RGB renk yoksunluğundan kaynaklanıyor.
Intermette bakarsanız profesyonel kullanıclara ait bazı yordamları bulmak mümkün. Ama işin asıl güzel tarafı bunları sizin oturup kendiniz keşfetmeniz. Bu da bizi MM ile ilgili önemli bir noktaya getiriyor. Şimdi tekrar bakalım, neden MM? Neden MM gibi bir ürün var, insan niye bundan birine tonla para bayılır? Sanırım ilk üç neden şunlar olabilir:
1. Dijital ortamda karanlık oda deneyimi – daha iyisi icat edilmedi.
2. Mükemmel tonal geçişler – RGB ile mümkün olmayan ton skalası
3. Farklılık – evet film artık ekonomik değil, siyah beyaz çeken için fark yaratma zamanı
Bu ikiliye çok kısa bir süre önce kavuştum, henüz tam bir post processing oturtmuş değilim. Bilgisayarda işleme konusunda çeşitli denemeler yapıyorum (meraklıları için MM post processing üzerine hazırlanmış DVD ürün mevcut). Bazen kendi uğraşınız ve denemeleriniz en profesyonel sonuçların temeli olabiliyor! Onun için aceleye gerek yok, ama vakit ayırmak şart.
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
Tabii en önemlisi siyah beyaz fotoğraf çekmeyi tekrardan keşfetmeniz gerekiyor. Tekrardan diyorum, çünkü bir çok kişi artık film çekmiyor, ya da siyah beyaz (karanlık oda) deneyimi yok. Burada dünya siyah beyaz değil niye siyah beyaz çekeyim diyenlere de şunu diyebilirim, işin sanatsal tarafını biraz incelesinler. Şu satırları okuduğunuz sıralarda siyah beyaz bir baskı bir kaç bin dolara satıldı bile. İşin böyle de ekonomik bir boyutu var.
Son bir not, M9 kullananlar için, MM, M9 İle aynı gövde, aynı deneyim. Tek farkı sensörü, siyah beyaz oluşu. Bu arada base ISO değeri 320.
Leica 50mm Apo Summicron Asph
İddiaya yöre gelmiş geçmiş en iyi 50mm. Neden öyle olduğunun detayına girmiyorum. MTF grafiklerine ve fotoğraflara bakıp herkes kendi fikrini oluşturabilir. 300 dolarlık üçüncü parti lensle ben bunu çekebilirim diyen de olabilir. Doğrudur, ama sen çektiğin o fotoğraflarla uluslarası üne sahip bir fotoğrafçı olabiliyor musun bana onu söyle önce.
Neyse, bu lensin albenisi mükemmele yakın bir optik tasarımı olması ve tabii üretim aşamasında da teorik bu güzelliği pratik olarak gerçekleştirebilmek için üretimin çok hassas biçimde gerçekleştirilmesi. Tabii bunlarda biraz pazarlama unusuru da var. Olsun. Mükemmel dediğin şey subjektif bir kere.
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
Kısıtlı zamanda ve kısıtlı bir deneyimle gördüğüm, f2 deki inanılmaz performas. Netlik, tonal geçişler, konunun izole edilmesi, bu lensle çok kolay. Han, karaktere sahip lens denir ya, bu lens tam öyle bir lens, açık diyaframda benzersiz bir fotoğrafik deneyim sunuyor. Lensin tasarımcısı Karbe (Leica optik tasarımın başı) aynı zamanda meşhur 0.95 noctilux’ü de tasarlayan kişi. Bir söyleşisinde bu lensin açık diyaframda çekim yapmak için varolduğunu söylüyor.
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
Tüm bunların bedeli, lens çok pahalı ve o parayı ödemek isteyen her kişi de bulamıyor, zira üretim yavaş ve sınırlı. Peki değer mi? İşte o kişiye kalmış. Meraktan alıp deneyenler olabilir, ama hakkını vermek beceri ve uğraş gerektiriyor. MM alan fotoğrafçı, Ansel Adams’ın deyimiyle kareyi siyah beyaz olarak “visualize” etmek, yani çekimden önce kafada öngörmek, canlandırmak zorunda. Daha fazla detaya girmiyorum, dileyen netteki çeşitli incelemeleri okuyabilir.
Sonuç
MM+50mm apo summicron başta da dediğim gibi post processing faktörünü de eklersek, iki hatta üç bilinmeyenli denklem. Denklemi çözdükçe fotoğraf deneyimi giderek keyifli hale geliyor. Leica bu gövde ve bu lensle turnayı gözünden vurmuşa benziyor. MM benzersiz bir siyah beyaz deneyimi sunuyor. APO Summicron 50mm muhteşem bir karakteristiğe sahip. Leica-severler klasik siyah beyaz film tecrübesini artık dijital ortamda bir adım öteye giderek yaşayabilirler.
Çektiğim fotoğraflardan bazı diğer örnekleri aşağıda sunuyorum.
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
© 2013 Erdem Kayhan Gürbüz, Leica MM, 50mm Apo Summicron
Erdem Kayhan Gürbüz
Merhaba siyah-beyaz fotoğraf sever biri olarak fiyatını araştırdığımda deyim yerindeyse ağzım açık kaldı ama inceleme ve fotoğraflar başarılı anlatım için çok t.ederim